Uzanıp tutmuştum, ipeksi ellerini…
*
Bir kıvılcımla tutuşan kalplerimiz
O eski yaz günlerinin sıcaklığında
Bir potada eriyip, akarken hızla
Donmuş gibi kalmıştık, kaldırımda yan yana…
Ve Kuzguncuk yıllarında anlatılan aşkımız
Kıskanç dillere öğretmeden sevgiyi
İlk karşılaşmamızdı bu, biraz çılgınca
Görenler, Bella, sen, ben; taş olup kaldık sanki.
Gün bitmeden, balkonda seyrederken gurubu Bir de gördüm ki sen, tam karşı pencerede Güneşi biz getirdik birbirimize bakıp İlk sabahımızdı o, kalplerimizde duygu… Ertesi gün başlayan birlikteliğin Simgesiydi Yenigün*; sahil boyu, koru Arada bir daldığım Boğaz’ın sularında Beni arardın merakla, gözlerinde buğu… Dudaklar sevgiyi tarif etmeden önce, Parmakla gösterildik, "Sevgi onlar"dır diye Kıskanç dillere düşmeden tomurcuklar Özlem olduk ikimiz sevgisiz gönüllere… Sonra bir gün, sevenlerin korkulu günü Yanlış ateş düşünce kalbimden kollarıma Sözcüklerden etkili bir bakışla sen Çekinerek sordun: "Ne yaptın, Neden?" * Affetmeye hazır sevgi dolu kalbinle Şarkılar çalardın, gizlice geçerken ben. "İsmini Haykırıyorum" derken Adamo Yükselen sesinden utanırdım ben! Utançla düşerken bakışlarım yerlere Çığ gibi inerdi dudaklarıma ismin. Cesaret edemez, sığınırdım gölgeye Arkamdan koşan sesin, adımı haykırırken… * Uzun zaman sonra, dediler: "O gidiyor!" "Sen nasıl unuttuysan, o da öyle gidiyor." Biliyordum unutan, ne sen oldun ne de ben Mutluluktu kayarak, seninle benden giden… * Şimdi ner’de, nasılsın? Yıllar geçti aradan. Biraz kilo aldın mı, ak düştü mü saçına? Belki de karşılaştık, bir yerde tanımadan Anılar canlanınca, biz çıkarız oradan… * Hatırladın değil mi, Bella’yla yürürken sen. Bir duygu sarsmıştı, şöyle, şiddetle beni. O Kuzguncuk yazında çevreye aldırmadan Uzanıp tutmuştum, ipeksi ellerini… * *
Yenigün* : Boğaziçi’nde bir sokak adıdır.
Cemil Molla* : Boğaziçi’nde mini bir semtin adıdır.
Anılar Canlanırken I
Anılar Canlanırken I – “Bir Başkaydı O Yıllar”
Anılar Canlanırken II- “Geçmişi Yaşamak Gelecekle”
Gün bitmeden, balkonda seyrederken gurubu Bir de gördüm ki sen, tam karşı pencerede Güneşi biz getirdik birbirimize bakıp İlk sabahımızdı o, kalplerimizde duygu… Ertesi gün başlayan birlikteliğin Simgesiydi Yenigün*; sahil boyu, koru Arada bir daldığım Boğaz’ın sularında Beni arardın merakla, gözlerinde buğu… Dudaklar sevgiyi tarif etmeden önce, Parmakla gösterildik, "Sevgi onlar"dır diye Kıskanç dillere düşmeden tomurcuklar Özlem olduk ikimiz sevgisiz gönüllere… Sonra bir gün, sevenlerin korkulu günü Yanlış ateş düşünce kalbimden kollarıma Sözcüklerden etkili bir bakışla sen Çekinerek sordun: "Ne yaptın, Neden?" * Affetmeye hazır sevgi dolu kalbinle Şarkılar çalardın, gizlice geçerken ben. "İsmini Haykırıyorum" derken Adamo Yükselen sesinden utanırdım ben! Utançla düşerken bakışlarım yerlere Çığ gibi inerdi dudaklarıma ismin. Cesaret edemez, sığınırdım gölgeye Arkamdan koşan sesin, adımı haykırırken… * Uzun zaman sonra, dediler: "O gidiyor!" "Sen nasıl unuttuysan, o da öyle gidiyor." Biliyordum unutan, ne sen oldun ne de ben Mutluluktu kayarak, seninle benden giden… * Şimdi ner’de, nasılsın? Yıllar geçti aradan. Biraz kilo aldın mı, ak düştü mü saçına? Belki de karşılaştık, bir yerde tanımadan Anılar canlanınca, biz çıkarız oradan… * Hatırladın değil mi, Bella’yla yürürken sen. Bir duygu sarsmıştı, şöyle, şiddetle beni. O Kuzguncuk yazında çevreye aldırmadan Uzanıp tutmuştum, ipeksi ellerini… * *
Günay Tulun
3 yorum:
Bu şiir kesinlikle bana hitap ediyor. Kutluyorum. Yeni şiirlerinizi özlemle bekleyeceğim. Buket S.
Buket'le aynı düşüncedeyim. Şiir muhteşem. O son bölümleri yok mu insanın içini kavuruyor. Tebrikler.
Çok güzel bir aşk şiiri.
Buram buram İstanbul
Buram buram Boğaziçi ve
Buram buram aşk kokuyor.
Büyük bir nostaljik duygu yaşattı.
Yorum Gönder