FIRTINA [Günay Tulun]

Önce uzaktan hafif, sonra çok net duyuldu; 
Geçmişten gelen o ses, "Anla artık!" diyordu. 
O geçmişte sen de hep, "Anla!" demiştin bana 
Çok gençtim, anlamadım, hiç hak vermedim sana... 

Beni geçmişe salan şu bulutla yağmur mu? 
Karşıdaki kumsalı dövüp duran dalga mı? 
Bu salaş çayhanenin yosunlu kokusu mu? 
Yoksa çalan o şarkı, nihavent "Son Mektup"mu? 
Hatırladım ilk günü, tuhaftı tanışmamız. 
Buluşması gözlerin, bir an içindi yalnız. 
Bir fırtına esmişti aniden sarsılmıştık. 
Her fırtına gibidir, mutlak diner sanmıştık. 
Dinmiyor, dinmiyormuş; 
Dinmezmiş bilmemişiz.
Bunca yıl geçip gitti, hâlâ seviyormuşsun.  
Öyle dedi yârenler, beni arıyormuşsun.
Ya ben ?  Ya ben de seni, anıyorsam sevgili? 
Aşkların öyküleri silinmiyor besbelli.
Havadaki bir koku, bir hareket ve bir ses 
Bu aşkın öyküsünü dillere getirecek. 
Tıpkı şu eski şarkı, şu hırçın deniz gibi. 
Anılara can verip, geçmişe götürecek. 
Günay Tulun
Yazarlar ve Ozanlar Grubu 
Sessizliğin Sesi Grubu  
Kitap: Anılar Canlanırken III-"Geçmişi Yaşamak Gelecekle" 
Dergi: Gerçeğin Damlaları
Elektronik Dergi: Sessizliğin Şiirsel Sesi 
Elektronik Dergi: İnsan ve Sanat 
Bazı dergiler ve internet siteleri

Hiç yorum yok:

*SESSİZLİĞİN SESLERİ SANAT GALERİSİ SERGİLERİ İÇİN TIKLAYIN